Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor:
“Resulullah aleyhissalatu vesselam çok namaz kılardı. Öyle ki ayakları kabarmıştı. Kendisine ’Allah senin geçmiş ve gelecek günahlarını affetmiştir (kendini niye bu kadar yıpratıyorsun?)’ denildi. O bunlara şu cevabı verdi: ’Şükreden bir kul olmayayım mı?’“

Peygamberimizin bize öğrettiği gibi, Rabbimize karşı şükrümüzün ve sevgimizin kulluğa dönüştürüldüğü bir ibadettir namaz. Mü’minin gönlünden derlediği hamd çiçeklerini Yaratıcısına en güzel biçimde sunma gayretidir. Rabbine karşı teşekkür borcunun ifası ve ifadesi niteliğindedir.
Peki, bu teşekkür nasıl yerine getirilmelidir? Kulun Rabbine karşı duyduğu şükrün ve sevginin ifadesi olan namazı güzelleştirmek, nefsin bizi namazdan alıkoyan bahanelerini aşabilmek ve bu ibadeti sevinçle ve bilinçli biçimde yerine getirmek için neler gereklidir?
Elinizdeki kitap, bu sorulara cevap verirken, sizi benzersiz bir yolculuğa çağırıyor...