Bir varmış, bir yokmuş..
Ağaçlar ninni söylemiş, rüzgarlar ıslık çalmış. Torun masalı ormandaki nehre atmış. Bana balıklar anlattı. Ben de size anlatayım. Belki beğenir, gider dostlarınıza anlatırsınız...
Çok uzak diyarlarda, kocaman bir orman varmış. Ormandaki ağaçlar öyle büyük, öyle büyükmüş ki...Gökyüzü görünmezmiş. Bir o kadar da serinmiş bu orman. İçinde dereler, göller, etrafında ulu dağlar varmış...

Burada hiç su yokmuş. Dereler kurumuş. Toprak ana ölmüş. Sıra hayvanlarla insanlara gelmiş. Ekmek yapacak unları, un yapacak buğdayları büyümemiş. Meyve verecek, gölge yapacak tek bir ağaçları yokmuş. Çünkü nehirlerinde su kalmamış.“
Doğayı sevmez ve korumazsak, her zaman tarandıkça saçlarından yağmurlar yağan “Yağmur Saçlı Kız“ bulamayabiliriz kurtarıcı olarak.
“Yağmur Saçlı Kız, masalda çocuk dilini yakalayan, seslendiği yaş grubunun ilgi ve ruhsal ihtiyaçlarını karşılayan, her şeyden önce çocuğun zevkle okuyacağı bir masal. 6-7 yaş grubu okurun sevebileceği güzel resimleriyle ve özenli sayfa tasarımıyla dikkat çeken bir yapıt. Söylenmek istenen her şey açık, yalın ve anlaşılır biçimde dile getirilmiş, gereksiz sözcükler kullanılmamış.“