Yüzlerce yıldan beri savaştığımız, bizi bir kaşık suda boğmak isteyen milletler, ona karşı otuz yıl mücadele ettikleri halde yani düşmanlıkları son derecede tabii olduğu halde yine de takdir duygularını esirgemiyorlar II. Abdülhamid için. Buna karşın bizim yetmiş yıldır yaptığımız hakaret ve çirkin saldırılara ne demeli, bilemiyorum. II. Abdülhamid öleli 70 yıl oldu. Hâlâ batılı düşman devletlerin uydurduğu Kızıl Sultan karalamasını, biz ilkokullarımızda mini mini çocuklarımıza şiirlerle ezberletiyoruz. Daha sonra bunlar da büyüyüp siyasi parti lideri ve profesör olunca, II. Abdülhamid’in bez üzerine yapılmış resmine boya atıyorlar, onun resmini taşlıyorlar, hakaret ediyorlar.
Bu Abdülhamid dedikleri padişah, bizzat kendi parasıyla 1552 adet hayır eseri yaptırmıştır. Bunlar; çeşme, köprü, mektep, hastane, imarethane, cami, vesairedir. Bir kere insanlığa bu kadar hürmet gösteren, hizmet eden bir adamın böyle hakaretlere layık görülmesi millete ihanettir. Düşmanlarımız kötülüyorsa, belli bir amaçları var demektir. Nitekim o düşmanlar, onun tahttan indirilmesinden sonra koskoca imparatorluğu kısa zamanda yıkmaya da muvaffak olmuşlardır.
Cumhuriyetin meziyetlerine alternatif düşman olarak yıllarca kötülenen Abdülhamid, eğer bir gün gerçek tarihi yazılırsa, layık olduğu yerine gerçekten oturacaktır. Onu anlatmak, devrini her yönüyle değerlendirmek, öyle üç beş ciltlik eserlerle olmaz. Türkiye bunu yapmalıdır.
Artık tarihimizle barışıp, dostu düşmanı ayırmamız gerekiyor. Tabi milli tarihimizi de çok iyi bilmemiz şart. Onun için Abdülhamid hakkında tarafsız ve doğruları ortaya koyan tarihi eserlerin kaleme alınması gerekiyor. Bu küçük çalışmamızın okuyuculara bu duygularla yararlı olacağı ümidindeyiz.
(Tanıtım Bülteninden)
Kitabın Özellikleri
Basım Dili | Türkçe |
Sayfa Sayısı | 256 |
Kapak Türü | Karton Kapak |
Kağıt Türü | 2. Hamur |
Basım Tarihi | Ağustos 2010 |
Basım Yeri | İstanbul |
En / Boy | 14,00 / 21,00 cm. |