Her şeyden önce yaratılan gayp sarayının sultanı, “Seni ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik.“ tılsımı ile örtülü bulunan, kurbîyyet sancağının bayraktarı.
“Eğer sen olmasaydın, eğer sen olmasaydın, âlemleri yaratmazdım.“ sözünün muhatabı.
Kendisini yaratan Rahman´ın şehâdetiyle marifet se-mâsında tecellî eden Ahmedî sıfatların sahibi, ihsân ve inâyet süvarisinin parlaklığı ile vahdet yayına yaklaşan, “Harîsun aleyküm“ (O size çok düşkündür, mü´minlere çok merhametlidir, onlara hep hayır diler.) âyetinin hakikatı ve emsâlsiz güzellik tarzı ile şekillenen mânânın eşsiz sahibi.
“Ve inneke lealâ“ âyetinde beyân edilen faziletli perdenin delâlet ettiği güzel yüzün nurlu sahibi, boynu “Kâf“ meclisinin kapısında yüzer vaziyette (âleme) yayılmış rahmânî incelikler ve hikmetler topluluğunun toplantısında enbiyâ ve mürselînin imâmı, izzet makâmında, sıkıntılar meydanında, yardımlaşma bahçesinde, kabul dairesinin merkezinde ve her tarafa yayılmış olan sırların sahasında âlemin en önde giden en faziletlisi, yaratılma hususunda asıl sebep olan, her şey O´ndan ve her şey O´na, sırların mahzeni, gelen ondan ve giden O´na olan ve bu hususta hakkında: “İnnâ fetahnâ leke“ (Biz sana gerçekten açık bir zafer verdik. Öyle ki, Allah senin geçmiş ve gelecek günahını bağışlayıp nimetini tamamlayacak ve seni dosdoğru bir yolda sabit kılacaktır.) âyeti inzâl buyurulan.
“Biz sana kevseri verdik.“ âyeti ile övünülecek en mukaddes bir belge ile sevgili habîb şerefinin sahibi.
“Cebrâil, Hazret-i Peygamber´e yaklaştı ve sarktı.“ Âyetindeki en tatlı hitâba ilk muhatap olan, kendisinden asla ayrılmayan yakınlık tâcının sahibi.