“Türkiye’de Laiklik denilen olgu, ‘yeni’ devlet ve onu iktidar aracılığıyla yönlendiren kadro tarafından Batı’dan kopya edilerek başlatıldı. Bu nedenle de kitlesel destekten yoksun kaldı. Hatta mümin Müslüman kitlenin nezdinde ‘gavurlaşmak’ olarak değerlendirildi. Yine T.C. Devleti’nde ‘din’ özerkleştirilmedi. Tam tersine ‘din’ (İslamiyet) Türk tipi İslamiyet haline getirilerek devletin denetimi altına sokuldu. Sayısız yasa ve yönetmelikle, gerçekte DİN VE DEVLET İŞLERİ birbirinden ayrılmadılar, tam tersine DİN, DEVLETİN İŞLERİ arasına sokuldu.
Laiklik olgusu Din ve Devlet’in ayrıştırılması olarak değil, Din-Devlet-Dünya üçlüsünün tek tek ve birbirleriyle bağlantılı olarak ele alınmasıyla anlaşılırlık kazanır. Laisizm’den ayrı olarak Sekülarizm; Din, Devlet ve Dünya’dan kurulu üç alanlı bir tezin seslendiricisidir.Kişiler Laik olurlar. Devlet Laik olamaz. Devlet, tüzel bir ‘kişiliktir’, ne Dini olur ne de Laikliği… Laik ve /veya Seküler olan Anayasa’dır, Devlet değil.”
Kitabın Özellikleri
Basım Dili | Türkçe |
Genel Yayın Yönetmeni | Mustafa Küpüşoğlu |
Sayfa Sayısı | 300 |
Kapak Türü | Karton Kapak |
Kağıt Türü | 2. Hamur |
Basım Tarihi | Ekim 2017 |
Basım Yeri | İstanbul |
En / Boy | 13,50 / 19,50 cm. |
Kapak Tasarım | Ferrah Perker |