Bu kitapta okuyucusuyla buluşan çalışma, okul öncesi yıllarında, oyunlarını hep bale olarak tasarlamış, dans etmiş ve şuanda profesyonel olarak da o zamanki bale oyunlarını gerçeğe dönüştürebilmiş bir çocuğun günümüzdeki birikimlerinden oluşmaktadır. 1994 yılında İzmir 9 Eylül Üniversitesi Devlet Konservatuarı’nın Bale bölümünün sınavını kazanmamla başlayan akademik bale eğitimime, birçok Türk ve yabancı bale hocasının katkısı olmuştur. Konservatuardaki yoğun bale eğitim sürecinde yapmış olduğum ekstra çalışmalar ve uluslar arası deneyimler kişisel gelişimimi sağlamıştır ve o zamanlar henüz hayalini bile kurmadığım bir akademik hayatın alt yapısı böylece kendiliğinden oluşmuştur. 2000 yılında henüz üniversite 1. sınıf öğrencisiyken ve konservatuarda bale eğitimim devam ederken gönüllü isteğimle başlayan bale eğitmeni asistanlığı hikâyemi, tamamlamış olduğum bale pedagojisi yüksek lisans ve sahne sanatları bölümü doktora eğitimlerim ta- kip etti. Ayrıca bu yıllara, birçok sahne üzeri deneyimi ve sanatsal tecrübeler, çok değerli anılarla birlikte eşlik etmiştir. Ve bir gün bu deneyimleri hayata geçirmeyi düşündüğüm kendi sistemimle “konservatuarda bir bale bölümü kurma” projem, o zamana dek hep başarılarıyla adını duyduğum ancak daha önce hiç gitme fırsatımın olmadığı Adana Çukurova Üniversitesi Devlet Konservatuarı’nda, kurucu başkanlığımla 2011 yılı itibariyle gerçekleşmiştir. O dönemde, kurmuş olduğum bale bölümünün tanıtımı ve en iyi fizikleri bulma süre- cinde, birçok okulu dolaştım. “10 günde 1000 okul öncesi dönemindeki çocuğa bale tanıtımı” projemde, birçok çocukla iletişim şansını yakalamamla beraber çok farklı bir dünyanın içerisine, karşı koyamadığım bir sempati ile birlikte sürüklendim. Bu dünya kesinlikle çok saf, keyifli ve sevgi doluydu. Kimi zaman göz göze geldiğim yardım isteyen bakışların ardından kendime “nasıl onları daha iyi anlayabilirim?” sorusunu yönelttim. Bu karşılıklı etkileşimle başlayan çalışmalarımın asıl mimarları olan hayatımda ilk defa gördüğüm, 5-6 yaşındaki minikler sayesinde kişisel gelişimime bir pencere daha açıldı. Belki biz bale sanatçıları hareketleri çok iyi yapabiliyor ve sanatsal olarak da başarılı olabiliyorduk. Ancak bale eğitimi çok uzun bir süreçtir ve baleye başlanılan ilk yıllarda edindiğimiz bilgiler hayatımızdaki birçok gün gibi sıradanlaşıp, önemini yitirmiş olabilir. Bu son derece normal bir durumdur çünkü bale tekniği geliştirilen tekrarlardan oluşmak- tadır ve hep ilerlemek yeniyi eklemek temel alınmaktadır. Dolayısıyla okul öncesi çocuğuna bale eğitimi veya herhangi bir eğitim verebilmek için öncelikle sağlıklı bir iletişim kurabilmek, onun dünyasını anlayabilmek ve gelişimini bilmek gerekmektedir. Hatta öncelik çocuğun kişisel gelişimi olmalıdır. Çünkü okul öncesi dönemde gelişim tamamlanmadan önce kazandırılan sosyo-duygusal özellikler bireyin başarısına ya ömür boyu katkı sağlayacak ya da herhangi bir çevrede hep bir engel olarak karşısına çıkabilecektir. Kitapta bahsedilen gelişim dönemi özellikleri konusunu referans veren etkinlikler, bazen gerçekten bilinçli bazen de sorgulanması gereken bir şekilde ebeveynlerin karşısına çeşitli eğitim seçenekleriyle ve bu özelliklere olan katkılarıyla sunulmaktadır. Hem sosyo-duygusal hem de motorik özelliklerin gelişimine katkısı olan, okul öncesi eğitim seçeneklerinden birisi de “bale eğitim”idir. Günümüzde bale eğitimi, profesyonel (konservatuar bale bölümü mezunu, devlet balesi sanatçısı veya yabancı ise yurtdışında da bu kurumlara denk bir özgeçmişi olan) bale eğitmeni veya sanatçısı olmayan şehirlerde bile hemen hemen her anaokulunda veya özel bale okullarında verilebilmektedir. Ancak bale sanatı bedensel bir uğraş olduğundan dolayısıyla estetik olarak da göze hitap ettiğin- den (gerekli mental ve duygusal gelişimin sağlanması gerektiği konusunu da unutmamak kaydıyla) bu meslek için profesyonelliğe adım atılmak istenildiğinde, yıllarca emek verilmiş ama yanlış gelişim yüzünden, geri dönüşümü olmayan dezavantajlı bir durum ortaya çıkabilmektedir. Böyle bir durumla karşılaşmamak için ister profesyonel sürece hazırlık ister kişisel gelişim için olsun, okul öncesi dönemde bale eğitimi nasıl olmalıdır, alınan bale eğitiminden beklenti ne olmalıdır, sorularına bu kitap ile birlikte rehberlik edebilmek dileğiyle.
Kitabın Özellikleri
Basım Dili | Türkçe |
Sayfa Sayısı | 93 |
Kapak Türü | Karton Kapak |
Kağıt Türü | 1. Hamur |
Basım Tarihi | Ocak 2013 |
Basım Yeri | Ankara |
En / Boy | 16,50 / 23,50 cm. |
Ağırlık | 185 gr. |
Kapak Tasarım | Kerem Acar |