Ülkemizde ekmeği çalana hırsız, fırını hileyle veya değişik baskı unsurlarıyla ele geçirene işadamı diyoruz. İstanbul, Ankara, Antalya ve İzmir gibi büyük rantların döndüğü şehirlerimizde ki, Kabadayılar, onlardan birkaç numara büyük Babalara mafya denmektedir. Bu tür insanları sürekli gündemde tutarak, gerçek mafya mensupları perdelenmektedir. Çünkü bu konunun uzmanı olanların dışında kalanlara Mafya diye yansıttıkları kişilerin bütün mal varlığını incelenmeye alsanız, birkaç yüzbin doları aşmaz. Bu arada milyarlarca dolar nakit parayı veya eşdeğer arazi, tesis ve benzeri şeyleri yok pahasına alıp, ödeyecekleri parayı da pul ederek yıllara yayıp ödeyenler namuslu işadamı kisvesindedirler.

Bunlar içinden bazıları bir tesadüf eseri yargının pençesine düşecek olsa Türkiye'nin en büyük onlarca hukukçusu kendilerini savunarak suçsuzluklarını isbat etmeye çalışırlar. Öyle organize olmuşlardır ki, hiç ummadığınız yerde onların uzantılarıyla bilmeden yüzyüze gelirsiniz...

Bir kaç yıl öncesine kadar maddi ve manevi bir gücü olmayan, yeterince 'işadamı' bugün onlarca işyerine, milyarlarca dolar tutarında parasal güce acaba nasıl sahip oldular?... Dünyanın hiçbir ülkesinde böyle arsızca milletin malı göz göre göre götürülemez. Adam yüzlerce kilo eroin yakalatıyor. birileri para karşılığı suçu üzerine alınca tahliye ediliyor. Birde bakıyorsunuz aynı adam, aynı suçtan yine yakalanmış. Bu defa arkadaşlarla iddiaya giriyorsunuz, kaç günde tahliye olacak diye.