Kitap Tanıtım Yazısı : Nietzsche, bu yazısında Yunan felsefesi üzerinde edinilmiş ve alışılmış yüzyıllık düşünce ve inançları, o zamana kadar görülmemiş bir cesurlukla altüst etmekte, bu husustaki değer yargılarını tersine çevirmektedir. Ona göre Yunan’ın felsefede en parlak devresi, Sokrates, Eflatun, Aristoteles’i yetiştirmiş olan dar anlamdaki klasik devre değil, Trajik çağda gelişmiş olan Sokrates-öncesi felsefedir.
– Neden?
Çünkü Yunan felsefesinin bu gençlik devresi, felsefe ile tragedya arasındaki derin yakınlığı gözden kaçırmamıştır. Tragedya, insana ne olduğunu, onu geleneklerle pekinleşmiş türlü bağlardan kurtararak, telkin eder. Ona, özgür bir kişilik olduğu bilincini verir fakat varlığının bu özgürlük ile alın yazısı arasında bir denge olduğunu da gösterir. Bu bakımdan insan varlığı ve hayatı, yukarıda da işaret ettiğimiz gibi, trajiktir. Tıpkı bunun gibi, düşünen insan, evrenin karşısında, kendini bağımsız ve düşünen bir kişilik olarak duyunca, kendinin evrenle Ben arasında bir denge olduğunu anlar; böylece de trajik durum meydana gelir. Bu sebeple, tragedya ile Sokrates’ten önceki felsefe arasında, hatta tragedya yazarları ile bu felsefenin Thales, Herakleitos, Parmenides gibi kişilikleri arasında, sadece bir paralellik değil bir akrabalık, bir yakınlık vardır.
Prof. Dr. Nusret Hızır
Arka kapak yazısıdır.
Yazar Hakkında: FRIEDRICH NIETZSCHE (15 Ekim 1844 - 25 Ağustos 1900)
Alman filozof, filolog, kültür eleştirmeni ve şair. Babası ve dedesi papaz olan Nietzsche, klasik öğrenimini ünlü din okulu Schulpforta’da yaptı. Bonn ve Leipzig Üniversitelerinde klasik felsefe okudu. 1869’da Basel Üniversitesi klasik filoloji profesörlüğüne atandı. Nietzsche, eski metinlerin okunmasından kaynaklanan felsefi sorunlara açık tutumuyla, zaman içinde diğer filologlardan ayrıldı. Özellikle trajedi (tragedya) konusunda, Yunanlılarda sanatla dinin ve sanatla sitenin (polis) birliğini kavramak gerektiğini gösterdi. Bütün hayatı boyunca çektiği görme bozukluğu ve migren, 1879’da Nietzsche’yi görevinden ayrılmak zorunda bıraktı. On yıl sonra ruhsal bir çöküntü yaşadı ve bir daha iyileşmedi. 1900 yılında Weimar’da öldü. Yunan kültürü, özellikle Platon ve Aristoteles’in felsefelerinden, Alman filozof Schopenhauer’den ve arkadaşı olan Alman besteci Wagner’den etkilendi.
Çevirmen Hakkında: Prof. Dr. ABDÜLBAKİ NUSRET HIZIR (1899 -1980)
Türkiye’nin önde gelen felsefecilerinden olan Nusret Hızır 1899’da İstanbul’da doğdu. Almanya’da fizik, matematik ve felsefe öğrenimi gördü. 1934’te İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümünde Hans Reichenbach’ın asistanı oldu. 1937-1942 arasında Türk Tarih Kurumunda uzman olarak çalıştı. 1942’de dışarıdan doçentlik sınavı vererek Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Felsefe Bölümünde öğretim üyesi oldu. 1941-1948 arasında Dünya Klasiklerinin çevrilmesinden sorumlu “Tercüme Odası” adlı kurulda bulundu. 27 Mayıs 1960’tan sonra üniversiteden uzaklaştırılan 147 öğretim üyesi arasında o da vardı. 1963’te Paris’te Yüksek Öğretmen Okulunda (École Normale Supérieure) felsefe dersleri verdi.1962’de yeniden göreve çağrıldığı Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesindeki derslerini ve Türk Tarih Kurumundaki danışmanlığını, emekliye ayrıldığı 1968 yılına kadar sürdürdü. Daha sonra Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Basın Yayın Yüksekokulunda, Orta Doğu Teknik Üniversitesinde, Hacettepe Üniversitesi Felsefe Bölümünde felsefe ve mantık dersleri verdi. Dergi yazılarının bir bölümünü 1976’da Felsefe Yazıları’nda topladı ve bu yapıtıyla 1977’de Türk Dil Kurumu Deneme Ödülü’nü aldı.
Eserleri ve çevirileri: “Felsefe Yazıları” (Kırmızı Yayınları), “Bilimin Işığında Felsefe” (Kırmızı Yayınları), “Geride Kalanlar”, G.W. Leibniz, “Metafizik Üzerine Konuşma” (MEB Yayınları, 1949), Derleyen: Wolfram Eberhard, “Çin Denemeleri” (MEB Yayınları), Erasmus, “Deliliğe Övgü” (Kırmızı Yayınları).
Kitabın Özellikleri
Basım Dili | Türkçe |
Sayfa Sayısı | 120 |
Kapak Türü | Karton Kapak |
Kağıt Türü | 2. Hamur |
Basım Tarihi | Şubat 2021 |
Basım Yeri | İstanbul |
En / Boy | 13,50 / 21,00 cm. |