Milano Kalesi avlusunda ve Navigli kanalında gezinenler sık sık kırklarında, uzun pembe giysili, kendi düşüncelerinde kaybolmuş gibi ifadesiz bakan garip bir adamla karşılaşıyor. Adam, atölyesinde annesiyle ve çırağıyla yaşıyor, et yemiyor, soldan sağa yazıyor ve işverenlerinden parasını alabilmek için kılı kırk yarıyor.

Onun adı Leonardo da Vinci.

Kalenin avlusunda bir ceset bulunduğunda il Moro, yardım için Da Vinci’ye başvuruyor. Cesette herhangi bir şiddet izi olmasa da ölüm şüpheli, veba söylentilerinin ve batıl inançların hemen bastırılması da şart. Leonardo, işvereninin yardım talebini reddedecek durumda değil.

Leonardo’nun ölümünden beş yüz yıl sonra Marco Malvaldi; mükemmel bir edebiyat, bilim, tarih ve polisiye harmanıyla Rönesans döneminin bu önemli figürünü hayata geri döndürüyor.