Bu kitap, matematiğin eğitim sisteminden ve entelektüel faaliyetlerden adeta dışlanması, buna karşılık, Orta Çağ’ın çoktan terk edilmiş sözde matematik konularının Ezoterizm, Batınîlik, Hurufîlik, Gizemcilik gibi eğilimler altında medya marifetiyle gündeme yeniden yerleştirilmesi üzerine kaleme alınmıştır.
Matematiğin bütün ilimleri kuşattığını, matematikçi ile şairin yoldaş olduğunu, doğa ile olan birebir ilişkisini, Hurufîliğin tarih boyunca kimler tarafından uydurulduğunu, ciddi matematikçileri bile nasıl etkilediğini göstermeye çalışır.
Altın Oran konusunu matematik, fizik, astronomi ve biyoloji alanında enine boyuna inceler.
“Matematik keşif midir, yoksa icat mıdır?”, “Kağıt üzerinde var ettiğimiz matematik nasıl oluyor da doğa olaylarını açıklamakta kullanılabiliyor?” şeklindeki matematik felsefesi ile ilgili tartışmalara ışık tutar.