Ölümün tahtında oturuyorsun. Yılan ağzın, soğuk nefesinle sürüklediğin cehenneminin kapısındayız. Eşiğindeyiz hepimiz. Eşik bekçilerin: bilim, sanat, din...
Cehenneminin ötesini görmek istiyorum ben. Adlandırılmayan yoktur ve ad koyunca ölüyor her şey.
(O yüzden) sözcüklerle anlatılmayan şeyler var hâlâ. Çelişkisiyle hem aşkın hem içkin olan.
O yüzden dille işlenen çok cinayet var.
Eş zamanlı katiller ve maktulleriz hayatlarımıza.
Değilsek azmettirici...
Doğaya kulak verin, o sözsüz konuşmalara.
Salyangoz izlerine, sinek vızıltılarına, derinden uğuldayan ormana, güneşe karşı gerinen su kristallerine; daha birçok şeye yeniden...
Dil hapishanen neden bu kadar kalabalık?...
Kitabın Özellikleri
Basım Dili | Türkçe |
Sayfa Sayısı | 70 |
Kapak Türü | Karton Kapak |
Kağıt Türü | 2. Hamur |
Basım Tarihi | Şubat 2012 |
Basım Yeri | İstanbul |
En / Boy | 13,50 / 19,50 cm. |