Fakirizm ismini duyan okuyucumuz, “yeni bir ideoloji mi çıktı nedir?” diye hayrete düşebilir, haklı olarak taaccüp edebilir.  Hayır, fakirizmin fakir fukaranın hakkını savunmak gibilerinden bir siyasal ideoloji olduğunu sanmayınız. Fakirizm; ateş üzerinde yürümek, çivili yataklarda yatmak, vücudunu kesici ve delici aletlerle yaralamak, kalbini iradi olarak durdurmak, havada durmak, kurşunlardan etkilenmemek gibi türlü olağanüstü tecrübelerin genel adıdır. Tüm bu fevkaladelikler, ortak bir arayışın; insan bedeninin sınırlarını aşma arzusunun tezahürüdür. Bu arayış tarih boyunca örneklerini gördüğümüz birbirinden renkli deneyimleri doğurmuştur. İşbu kitap da tüm bu deneyimlerin bir panoramasını sunmaktadır.
Elinizdeki bu kitap asırlar boyunca olağanüstü halleriyle insanları etkileyen münzevilerin, ruhbanların, azizlerin, velilerin, dervişlerin kitabı olduğu kadar hokkabazların, sahtekârların, gezici sanatkârların, illüzyonistlerin, kaçık bilim adamlarının da kitabıdır. Nitekim fakirizm tüm bunları bir araya getiren dikkat çekici bir fenomendir. Kitap boyunca yogilerle dervişlerin keramet savaşlarını, yılan ve akreplere hükmeden gizemli üstadları, kimliğini gizleyerek Avrupa sahnelerinde boy gösteren illüzyonistleri, sömürgecilerin hizmetinde çalışan sihirbazları ve buna benzer nice nice tuhaflığı okuyacak, kâh “bu kadarı da olmaz” deyip şaşıracak, kah mostralık sahtekarların öyküleriyle eğleneceksiniz.
Faslı bir misafir şeyh, kalın vücutlu garip giyinişli bu adam mangala yaklaştı, yine aynı çığlık, misafir şeyhin ağzındaki ateş kıvılcımlar saçıyor, diğer bir derviş de ateş hâline gelmiş şişleri şeker kamışı gibi yalıyor. Şeyh Efendi’nin elinde bir kılıç, bunu havaya kaldırdı, döndü döndü karnına sapladı; sanki şeyhin kanı çekilmiş, bir damla görünmüyor.

Malik Aksel