BİRİNCİ KİTAP

Yedi yaşındaki Küçükkardeş, İsveç’in gayet sıradan bir kasabasındaki sıradan bir evde yaşıyordur. Fakat bu sıradan evin çatısında hiç de sıradan olmayan biri daha yaşıyordur: Çatıdaki Karlsson. Kendisine sorarsanız dünyanın en yakışıklı, en bilge, en ideal kiloda olan adamıdır Karlsson (bize göre biraz “tombulcuk” olabilir). Fakat onu asıl ilginç yapan, sırtındaki küçük pervanedir. Bir gün uçup Küçükkardeş’in penceresinden içeri girince olanlar olur. Bundan sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır.

Çok sevilen Pippi Uzunçorap kitaplarının yazarı Astrid Lindgren’in 1955’te kaleme aldığı ve klasik hâline gelmiş bir seri daha. Lindgren, Çatıdaki Karlsson karakterini Paris’te gördüğü, elinde meyve sepeti olan, kareli gömlekli, mavi pantolonlu, hafif şişman ve küçücük bir adamdan esinlenerek yaratmıştı. 

ÇATIDAKİ KARLSSON YİNE UÇUYOR

İKİNCİ KİTAP

Küçükkardeş’in annesi ile babası Karlsson’u yalnızlıktan oğullarının uydurduğunu düşününce sonunda bir köpek sahiplenmeye karar vermişlerdir. Küçükkardeş, Bimbo ismindeki köpeğini çok sever ama hiç kimse Karlsson kadar eğlenceli bir oyun arkadaşı olamaz. Üstelik bu kez Küçükkardeş’e göz kulak olması için gelen Kara Hanım’ın bu ikiliden çekeceği çok şey vardır. Macera başlasın!

ÇATIDAKİ KARLSSON GİZLİCE DÖNÜYOR

ÜÇÜNCÜ KİTAP

Küçükkardeş gazetede “uçan fıçı gibi bir şey” arandığını ve onu bulana 10 bin kron ödül verileceğini okuyunca çok korkar. Çünkü bu “fıçı gibi bir şeyin” Çatıdaki Karlsson olduğundan emindir: Yani dünyanın en yakışıklı, en bilge, en ideal kilodaki insanı. 

Ödül avcıları Karlsson’un peşine düşmesin diye ona göz kulak olması gereken Küçükkardeş’in işi hiç de kolay değildir. Üstelik Kara Hanım ile Julius amca da olaya dâhil olunca işler epey bir çığırından çıkacaktır.
Çatıdaki Karlsson’un bu macerası da en az diğer iki kitabı kadar keyifli ve komik!